İskelet Nedir
İskelet, canlı organizmaların vücuduna fiziksel destek sağlayan, kasların bağlandığı ve iç organların korunmasını sağlayan bir yapıdır. İskelet sistemi, kemiklerin eklemler ve bağlarla birbirine bağlanmasıyla oluşur ve bu kompleks yapı kaslarla sarılıdır. İskelet, organizmanın şeklini belirleyen ve ona dayanıklılık kazandıran temel bir sistemdir. İskelet sistemi genellikle mineral bazlıdır ve kemiklerin yapısında kalsiyum gibi mineraller bulunur. İnsan iskeleti yaklaşık 206 kemikten oluşur ve bu kemikler, farklı yapılar ve fonksiyonlar ile organize edilmiştir.
İskeletin Görevleri
- Vücudumuza genel şeklini verir.
- Hareket etmemizi sağlar.
- Vücudumuza destek sağlar.
- İç organlarımızı korur.
- Vücudumuzun dik durmasını sağlar.
İskeletin Çeşitleri
İskelet, omurgalı ve omurgasız canlılarda farklı şekil ve yapılarda bulunabilir. Omurgalı hayvanlarda iç iskelet (endoskeleton), omurgasız hayvanlarda ise dış iskelet (exoskeleton) veya iç iskelet olabilir. İskelet çeşitleri şu şekildedir:
- Omurgasızlarda İskelet: Omurgasız hayvanların iskeletleri çeşitli şekillerde olabilir. Tek hücreli hayvanlarda salgıladıkları kalsiyum veya silika iskeletlerini oluşturur. Süngerlerde bu, iplikçikler şeklindedir. Yumuşakça, eklembacaklı ve böceklerde ise birden fazla katmanlı kükürtten oluşan kabuk iskeleti bulunur.
- Omurgalılarda İskelet: Omurgalı iskeletler genellikle birbirine benzer. Kıkırdaktan meydana gelen bazı balık iskeletleri dışında, tüm omurgalı iskeletleri esas olarak kemikten ibarettir. Kıkırdak genellikle eklem yüzeylerinde bulunur. İskelet baş, omurga, göğüs kafesi, kol ve bacaklardan oluşur. Ancak omur yapısı ve sayısı, kaburga sayısı ve tam şekli, göğüs kemiğinin yapısı ve özellikleri hayvandan hayvana farklılık gösterebilir.
İskelet Kemikleri
İskelet kemikleri, vücudun bölgelerine göre beş ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümleri ve kısaca görevlerini belirtelim:
- Kafatası: Beynimizi korur.
- Omurga: Başın, gövdenin, göğüs ve karın boşluğundaki birçok organın ağırlığını taşımak ve bunlara sağlam bir destek olmaktadır.
- Göğüs kafesi: Kalbimizi ve akciğerlerimizi korur.
- Kollar: Çeşitli yönlere hareket sağlayarak insanların işlerini yapmasını sağlar.
- Bacaklar: İskeletin ayakta durmasını sağlar ve yürüme görevlerini yerine getirmektedir.
- Kafa kemikleri: Hemen bütünü yassı 8 kemiktir. İçinde beyin gibi önemli bir organı taşır.
- Yüz kemikleri: 14 yassı kemikten oluşur ve yan yana gelerek göz, kulak, ağız ve burun boşluklarıyla çevrelenir.
- Omurga: Belkemiği adıyla da anılan omurga, enseden kuyruksokumuna kadar halka biçiminde 33 omurdan oluşur. Omurların arasından omurilik geçer.
- Göğüs kemikleri: Göğüs boşluğunu kafes gibi çevreleyen ince uzun ve kaburga kemiği adı verilen kemiklerden oluşur. İki yanda 12'şerden 24 kemik vardır. Önde göğüs kemiği bulunur.
- Kol kemikleri: Yukarıdan köprücük ve kürek kemikleriyle göğüs kemiklerine bağlanırlar. En ufak parmak kemiklerine kadar iki kolda 64 kadar kemik vardır.
- Bacak kemikleri: Kalça kemiğiyle omurgaya bağlanan ve ayak parmaklarının ucuna kadar uzanan iki bacakta 62 kadar kemik bulunur. İskelette bulunan kemikler vücuda bakışımlı (simetrik) dağılmıştır. İskelet kemikleri, bir de yapıları açısından uzun kemikler (kol, bacak kemikleri) ve kısa kemikler (omurlar, ayak, el, bilek kemikleri) olarak sınıflandırılır.
|
İskeletin vücudumuza sağladığı destek ve korunma görevleri hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz? Mesela, hangi organlarımızı en çok koruyor ve bu koruma nasıl işliyor?
Cevap yazTabii ki, Ergunalp. İskelet sistemi vücudumuza bir çerçeve sağlayarak destek ve koruma görevini üstlenir. Özellikle hayati öneme sahip organları koruma konusunda çok önemli bir rol oynar. Örneğin, kafatası beyni korur ve beyin kütlesinin dış etkilerden zarar görmesini önler. Aynı şekilde, göğüs kafesi kalp ve akciğerleri korur. Bu kemikler, güçlü yapıları sayesinde bu organlara fiziksel travmalara karşı koruma sağlar. Ayrıca, omurga omurilik gibi merkezi sinir sistemi bileşenlerini koruyarak, sinir iletimini ve vücut fonksiyonlarının düzenli şekilde yürümesini sağlar. Bu koruma mekanizmaları sayesinde vücudumuzun hassas bölgeleri dış etkenlerden daha az zarar görür.